Edebiyat
tarihinde gelmiş geçmiş en iyi drama yazarı ve şairi olarak kabul edilen
William Shakespeare dönemine göre çok geniş bir kelime dağarcığına sahipti. Shakespeare,
eserlerinde 29.066 farklı kelime
kullanmış olup, bu kelimelerin 1700
tanesini kendi yaratmıştır. Shakespeare tarafından kullanıma sokulan bu
kelimelerin birçoğu bugün günlük kullanıma yerleşmiştir. Örneğin, accommodation
(konaklama); aerial (havai), apostrophe (kesme işareti), assassination
(suikast), bloody (kanlı) ve countless (sayısız). Dahası, all that glitters isn’t
gold (her parıldayan şey altın değildir), break the ice (havayı yumuşatmak),
breathe one’s last (son nefesini vermek), it’s Greek to me (Fransız kaldım)
naked truth (çıplak gerçek) ve heart of gold (altın kalpli) gibi ifadeleri de
dile sokmuştur.
Tıp
bilgisi açısından William Shakespeare incelendiği zaman eserlerinden de
anlaşılacağı üzere Shakespeare kendi döneminin doktorlarından bile çok daha iyi
bir insan gözlemcisi olarak tıp tarihinde de oyunları ile kendine yer
bulmuştur. Shakespeare’in oyunları kendi
yaşadığı dönemin gerçek bir hayat aynası olup,
o dönemdeki politikayı, dini, felsefeyi, değer yargılarını ve ilimi
yansıtmaktadır. Oyunlarını sergilediği dönem Kraliçe I. Elizabeth dönemi
olup, bu dönem İngiltere’nin altın dönemi
olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte altın dönemini yaşayan
İngiltere’de standart tıp uygulamaları, aynı dönemdeki Fransa, İtalya ve
İspanya ile karşılaştırıldığında oldukça geri kalmıştı. Bu dönemde İngiltere’de
tıp eğitimi 14 yıl sürmekte olup, tıp eğitimi Oxford ve Cambridge
üniversitelerinin kontrolü altındaydı.
Kraliçe Elizabeth döneminde toplumun üçte biri
veba, malarya ve tifo gibi hastalıklar nedeni ile ölmekteydi. Yoğun şekilde izlenen
bu hastalıklarının başlıca nedeni özellikle Londra gibi büyük şehirlerde
yeterince temizliğin olmamasıydı. Sokaklar çöpler ile dolu ve her yerde insan ve
hayvan atıkları mevcuttu. Sokaklarda ve evlerde cirit atan çok sayıda fare izlenmekteydi.
Bunun yanı sıra çöplerin bir kısmı ve insan dışkıları Thames nehrine dökülüyordu. Bu dönemde yaşayan halkın temizlik koşulları
çok kötü olup halk bir yıl içinde ortalama iki veya üç banyo yapıyordu. Tuvalet
sonrası temizlik için çimen, saman ve ot kullanılırken, pislikten ve vücut atıklarından doğan
kokuları bastırmak için değişik kokulu otlar ve çiçekler parfüm olarak kullanılmaktaydı.
İçecek olarak genellikle şarap ve bira tercih
ediliyor ve su çok daha az içiliyordu.
Yemek olarak köylerdeki insanlar daha dengeli beslenirken üst sınıfa ait
insanlar proteinden oldukça zengin et ağırlıklı besleniyorlardı. Protein
ağırlıklı beslenen kişilerde çok sık olarak böbrek taşı ve gut hastalığı izleniyordu.
Elizabeth
döneminde tıp oldukça basitti ve doktorlar hastalıklara neden olan sebepleri
bilmiyorlardı. Doktorların tıp bilgisi Aristo ve Hipokrat öğretilerini temel
alan eski çağ bilgilerine dayanıyordu. Vebaya (“Yersinia pestis”) neyin neden olduğunu bilmiyorlardı ve vebalı hastaya
yapabildikleri tak müdahale hastanın pis kanını akıtmak yönündeydi.
Mide
ağrısı çeken hastalara nane, pelin otu, balsam yağı kullanılırken, gül, adaçayı ve lavanta baş ağrıları için
kullanılıyordu. Antiseptik olduğuna
inandıkları için yaraların tedavisinde sirke kullanılırdı . Bu dönemde insan ömrü normalden çok daha
kısaydı. Zenginler için ortalama yaşam süresi 35 iken fakirlerde bu yaş
ortalama 25 yaşa kadar düşmekteydi. Çocuk ve bebek ölümleri çok yüksek
seviyelerde izlenirken halkın %40’ı buluğ çağına ulaştığında ölmüş oluyordu.
DERLEYEN: DR. B. HANDAN ÖZDEMİR
DERLEYEN: DR. B. HANDAN ÖZDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder